2018 yılının Eylül ayında büyük bir heyecan ve mutlulukla başladığım Gölova Kaymakamlığı görevimden, 14 Temmuz 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Keban Kaymakamlığına atanmam sebebiyle ayrılıyorum.
Yaklaşık 2 yıllık görev sürem boyunca bana verilen görevleri, layıkıyla gerçekleştirmek ve istenilenin fazlasını yapmak için gayret gösterdim. Bu görev ve sorumluluk bilinci içinde devlet anlayışı ile tarafsız ve adil olarak Gölova' da yaşayan her vatandaşın kaymakamı olarak hizmet etmeye gayret ettim. Devletin her zaman hoşgörüsünü, merhametini, şefkatini ve gülen yüzünü göstermeye çalıştım.
Bana verilen görevleri yerine getirmenin huzuru ve bütün vatandaşlarımın gönüllerinde hoş bir seda bıraktığımda inanarak Gölova’dan ayrılacağım.
Yaradana ve yaratılana duymuş olduğumuz sevgi, muhabbet, bu mevki ve makamların bizlere milletin emaneti olduğu idraki ile sizlere hizmet etmeye çalıştım. Her zaman “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturu ile hareket ettim.
Fırat’ın kenarında bir kuzuyu kurt kapsa bunun da hesabının bize sorulacağı hissiyatı içerisinde oldum. Makam ve ikametgahımda sonuna kadar siz değerli Gölovalılara açık oldu.
Görevim olsun ya da olmasın her konuda kendimi sizlerin yerine koyarak hizmet etmeye çalıştım. Her zaman mağdurun, mazlumun yanında olmaya onların derdi ile dertlenmeye çalıştım.
Görevde bulunduğum süre içerisinde siz Gölovalıların da destekleriyle çok önemli ve güzel işlere hep birlikte imza attık.
Yapmış olduğumuz bu başarılı çalışmalarımızda her zaman bizlere destek olan Sayın Valime, Belediye Başkanımıza ve siz Gölovalılara çok teşekkür ediyorum.
Gölova da görev yapmaktan ve sizlerle birlikte olmaktan onur duydum. Gönül isterdi ki daha uzun yıllar birlikte çalışalım ama memuriyet, kaderin cilvesi. Gölova’yı ve Gölovalıları hiçbir zaman unutmayacağım. Görev yaptığım 2 yıllık süre içinde birçok anılarım, güzel günlerim ve mutluluklarım oldu. Bu sürede her zaman yanımda olan eşime, çocuklarıma, çalışma arkadaşlarıma ve siz Gölovalılara teşekkür ediyorum.
Türk Bayrağının dalgalandığı her yerde çalışmak bizler için şereftir. Bu duygu ve düşünceler ile Keban da bir evinizin, bir kapınızın, bir kardeşinizin olduğunu unutmayınız.
Konuşmama Yunus’un şu dörtlüğü ile son vermek istiyorum.
“Ben gelmedim davi için
Benim işim sevi için
Gönüller dost evi için,
Gönüller yapmaya geldim.”
Bilmeden, istemeden de olsa kalpleri kırmış, gönülleri incitmişsem hakkınızı helal ediniz.
Saygılarımla…
Adnan KARAOSMANOĞLU